Birinin sizden hoşlandığını nasıl anlarsınız? Hareketleri, bakışları, verdiği enerji… İçinde sevgi bulunan çoğu davranış, karşımızdakinin bize olan duygularını ifade etmeye yardımcı oluyor. Peki ya durum sandığınız gibi değilse? Yani karşınızdaki kişi sizin davranışlarınızı hoşlanma olarak algılarsa nasıl hissedersiniz? Son zamanlarda saplantılı aşkın da ötesinde olan bir durum ile karşılaşıyoruz: Erotomani.
Bir kişinin kendisine aşık olduğunu, hatta o kişi ile ilişki yaşadığını sananlara konulan bu tanı, ikna edilemeyecek bir saplantıyla kişinin düşüncelerine yön verebiliyor ya da tam tersi yeni bir ilişkinin doğmasına zemin hazırlayabiliyor. Erotomani ile saplantı duygusunun arasındaki ince çizgiyi belirlemek için gelin ünlü yönetmenlerin beyazperdeyle buluşturdukları filmlere göz atalım.
Biliyorum bana aşık!
Yanlış anlaşılmak kimi zaman olumlu, kimi zaman ise olumsuz sonuçlar doğurabiliyor;tıpkı iki farklı konuyu ele alan “Love, Rosie” ve “Obsession” filmleri gibi. “Love, Rosie” filminin yakışıklı karakteri AlexStewart’ın samimi davranışları, arkadaşı Rosie Dunne’nın farklı duygular hissetmesine zemin hazırlıyor.Başlarda Rosie’nin hissettiği duygular tam bir erotomaniye örnek olsa da bir zaman sonra Alex’in arkadaşça davranışları flörtöz bir hal almaya başlayınca ortaya yeni bir ilişki dinamiği çıkıyor. Tabii erotomani duygusu her zaman bu kadar romantik bir senaryo ile sonlanmıyor. Özellikle saplantılı aşklar 2019 yapımı “Obsession” gibi filmlere de konu oluyor. Bu filmde olduğu gibi saplantı duygusu birçok insana zarar verebiliyor. Sonny ve Larissa karakterleri arasında yaşanan ilişki aslında saplantı duygusunun karanlık yönlerini çarpıcı bir şekilde seyirciye aktarıyor. Tabii her şey filmlerdeki gibi olmadığı için, olmayan duygular üzerinden davranışlarımızı şekillendirmenin sağlık bir yol olmadığını belirtmek isteriz.
