Resesyon, bir ülkedeki ekonomik büyüme rakamlarının belli bir süre negatif olarak seyretmesi anlamına gelir. Ekonomide atıl kapasitelerin bulunması veya uzun vadede büyüme rakamlarının düşük olması da bu terim ile ifade edilebilir. Ülke ekonomisinin büyüme hızı nüfus artışından düşük olursa kişi başına düşen milli gelir de düşük çıkacaktır. Makro ekonomik göstergeler, istihdam, reel gelir, toptan ya da perakende ticaret ve üretim verileri bu değerlendirmenin içinde yer alır.
Ekonomideki teknik göstergelerin resesyonu işaret etmesi için belli gelişmelerin meydana gelmesi gerekir. Örneğin iki çeyrek dönemde yaşanan gerileme değerleri ya da gayri safi yurtiçi hâsıla değerlerinin izlenmesi yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır. Tüm dünya ülkelerine finansal destek sağlayan IMF dahi bu verileri baz alarak ülkelerin kredi başvurusunu değerlendirmeye alır.
Ülke Ekonomisi Neden Resesyona Girer?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir ülke ekonomisinde resesyon söz konusu olması için belli durumların oluşması gerekir. Bu kapsamda aşağıdaki ülkenin resesyona girme nedenlerini inceleyebilirsiniz.
- Ülkedeki nüfus artış hızının ekonomik büyüme rakamlarının önüne geçmesi
- Kişi başı milli gelirin durağan ya da gerileme seyrinde olması
- İşsizlikte gözle görülür oranda artış yaşanması
- Ekonomik faaliyetlerde durağan ya da gerileme anlamında gelişmelerin olması
- Üretim faaliyetlerinin tüketim alışkanlıklarından düşük olması
Bir ülke ekonomisinde resesyon söz konusu olması için yukarıdaki gelişmeler yaşanmalıdır. Bu değerlendirmeler bahse konu durumla ilgili temel alınacak verileri içerir. Resesyonun uzun vadede devam etmesi durumunda ülke ekonomisinde çöküş olması dahi söz konusudur.
Ülke ekonomisinin resesyon seyrinde olması durumunda kamu harcamaları kısıtlanarak vergilerin düşürülmesi gerekir. Alınan bu tedbirler dünyada kabul gören genel kurallardır. Yapılan vergi indirimlerinden çok fazla sayıda kişinin istifade etmesi sağlanır.
Resesyona Karşı Alınan Bireysel Tedbirler Nelerdir?
Resesyon, sadece yasal otorite kapsamında değerlendirilecek bir durum değildir. Ülkede yaşayan insanlar da bu durumdan etkilenir ve bir kısım tedbirler alması gerekir. Durgunluk sürecinde yaşanan işsizlik sorunları ve emeklilik planlarına yönelik hesapların değişmesi durumu insanların kişisel harcamalarında ve ruh sağlığında bir kısım endişelere yol açar. Bu kapsamda söz konusu durumla müdahale etmek için belli bir hazırlık sürecine girmek gerekir. Alınacak tedbirler kapsamında aşağıdaki hususları belirtebiliriz.
- Acil durum fonları oluşturulabilir.
- Kişisel harcamaları planlayarak daha düzenli hareket edilmesi sağlanır.
- Borçlar azaltılmaya çalışılır.
- Mesleki gelişime yönelik bir kısım yatırımlar yapılır.
- Emeklik planı kurguları dönemin özelliklerine göre şekillendirilir.
Resesyonun İnsan Yaşamına Etkileri Nelerdir?
Ekonomik durgunluk ya da gerileme dönemi insan psikolojisinde de olumsuz etkileri olan bir süreçtir. Ekonomik endişelerin insan yaşamında yer ettiği böyle bir süreçte insanlarla yatay ilişki içerisinde olup toplumun nabzını tutmak çok önemlidir. Bunun yanında yakın gelecekle ilgili planlar yapmadan yaşama stratejisi, hayal kırıklığı yaşama ihtimalini düşürecektir.
Ülke ekonomisinin durağan ya da gerileme sürecinde olduğu dönem, topyekun bu durumdan etkilenme kapsamında değerlendirilmelidir. Resesyon, ülke ekonomisi için tehlike çanlarının çaldığı bir süreçtir. Bu nedenle süreç içerisinde gerekli tedbirleri alarak kişisel anlamda yapılması gerekenler yapılmalıdır.
Ekonomik şartların durağan ya da gerileme durumunda olması, ülke kapsamında yaşanabildiği gibi global çapta da yaşanabilir. Bu kapsamda sorunun ülkenin ya da kişilerin problemi anlamında değerlendirilmemesi gerekir. Yasal otorite tarafından alınan tedbirler de dikkate alınarak söz konusu olumsuz süreç kısa sürede atlatılabilir. Ekonomik şartların dünya çapında olumsuz seyretmesi durumunda uluslararası para ve kredi derecelendirme kuruluşları soruna müdahale edecek ve gerekli tavsiyelerde bulunacaklardır.