Günümüzde artık, fazlasıyla teşkil eden diyabet tipidir. %5’lik durum haricinde, geri kalan kısım Tip 2 diyabet riski taşımaktadır. Tip 2 diyabetin oluşumu şu durumları gözetmektedir. Bu önemli sonuçların ışığında; vücuttaki insülin dengesinin bozukluğu, ve İnsülin etki eden, direncin kırılması. Özellikle diyabet sebepleri gözetilmezken, ortaya konulan tanı ise, genellikle yüsek seyreden direnç eşliğinde olarak konulabilmektedir. 45 yaş üzeri yaşlılık oranı seyrederken, bu tarz yaş belirtilerinde, sıklıkla gözetilmektedir.
Tip 2 diyabet neden oluşur?
Tip 2 diyabetin gösterdiği oluşum, genel olarak gizli bir şekilde ve uzun vaade ortaya çıkmaktadır. Kişiye uygulanan eksik veya gerçeklik göstermeyen, tedaviler nedeniyle yanlış teşhisler ışığında, ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, düşmeyen yüksek kan şekeri seviyeleri durumunda, diyabete yatkınlık oranlarının nüksettiği, hastalık varyasyonları, tip 2 diyabetli hastalarda da boy gösterebilmektedir. Bu sonuçlar şunlardır:
- Dudakta kuruma ve su isteği
- İdrara sıklıkla çıkma
- Yorgunluk belirtileri
- Bitkinlik duygusu ve vücudun çökmesi
- Aşırı yemek yeme
- Performans ya da konsantrasyon eksikliği
- Görme bozuklukları
- Sık görülen enfeksiyon belirtileri
- Zor iyileşen yaralar
- Kuru cilt sonuçları
Genellikle bu tanılar, 200’ün üstünde seyreden kan şekeri yüksekliğinde, etken göstermektedir. Herhangi bir bozuklukta ve düşmeyen şeker seviyelerin de tanı konulmaktadır. Bununla birlikte dikkat edilmediğinde ise, göz çevrelerinde, körlük oranı, böbrek kaybı, veya sakatlık riski nüksetmektedir. Bu yüzden diyet listelerinden başlayarak, sağlıklı bir sporun ve kontrollü kan ölçümleri yaparak düzeni sağlayabilirsiniz. Tıp 2 diyabetler için, hap yöntemi ile tedavilere de başlanmaktadır. Gidişata göre tedaviye yön verilmekle birlikte, düşmeyen şeker seviyesi ve kontrol altına alınamayan durumlar da, iğne tedavisine başlanmaktadır.
Tip 2 diyabet üzerinde, işlenmekte olan bu süreç isteğiniz yönde, gitmeyebilir. İnsilün salgılayan hücrelerin, içinde salgılanması yerine kan dolaşımında yer edinmeye devam eder. Kan şekeri oranı, artış gösterdikçe, insülin üreten vücut sistemi, daha fazla insülin hormonu salgıladığı için, bu durum açısından, vücut dayanamayarak ve sonunda bu hücreler çöküntüye uğrar, bununla birlikte insülin ihtiyacı gerektirir. Bunların sonucunda, vücudun ihtiyaç duyduğu insülini, karşılamaya yetmemekle birlikte hap veya insülin tedavisine başlanır.
Daha az bir seviyede, öngörülen tip 1 diyabetik hastalarda, bağışıklık sistemi dayanamayarak, hücreleri etkisiz durumda bırakır, bu durum karşısında zamanla, pankreas insülinsiz kalmaktadır. Bu sebebiyet ile birlikte, tip1 diyabetik hastalar ihtiyaç duyulan insülini dışarıdan alarak, kontrolü sağlamaktadır.