Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinin ardından İstanbul’a kaçmaya çalışan Afgan sayısı gün geçtikçe artmakta.
Cumhuriyet gazetesi muhabirlerinden Mehmet Kızmaz ve Tuba Özer, bundan 4 yıl önce Afganistan’dan İstanbul Esenyurt’a göç eden bir ailenin evine konuk oldu.
Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesini an an takip eden aile, güvenlik gerekçesi ile kimlik bilgilerini gizlemeyi tercih ettiler.
Kendisini ve ailesini güvende hissetmeyen baba,öncelikle Pakistan’a gittiğini ama gereken emniyetin sağlamaması gerekçesiyle ailesi ile birlikte Türkiye’ye gelmeyi tercih ettiklerini dile getirdi.
20 yıl önce Taliban’ın halkına yaptığı zulümden de bahseden baba; “Taliban, halkına ve askerine hiç bir zaman emniyet sağlamadı, aksine asker bile kendisine zarar gelmemesi için Taliban’a para ödüyordu” şeklinde konuştu.
‘Burada suç işleyen Afgan cezasını çekmeli’
Türkiye ile Afganistan arasındaki hükumet ve emniyet karşılaştırması da yapan baba; “Erdoğan ile Taliban’ı karşılaştırmak mümkün değil, burada emniyet var Afganistan’da emniyet yok, Türkiye’nin Afganları göndereceğini sanmıyorum ama gitmek zorunda da olursak mecburen geri döneceğiz ülkemize. Burada suç işleyen Afgan olursa da herkes gibi cezasını çekmeli” ifadelerini kullandı.
Kadın polis: Taliban birçok kadın polisi öldürdü
Evin fertlerinden biri haline gelmiş ve Taliban’nın zulmünden kaçan kadın polis ise “Taliban, kızları, kadınları hepsini götürüyor ve onlara çok kötü davranıyor. 12 yaşının üstündeki tüm kız çocuklarını alıkoyuyor, zorla nikâh yapıyor. Taliban gelmeden önce durum daha iyiydi ama geldiğinde her şey çok kötüleşti. Ailemi Kâbil’de bırakmak zorunda kaldım. Ablalarım ve kız çocukları, Taliban onları da alacak diye korku içinde bekliyor. Taliban benim polis olduğumu öğrenirse hem ben hem de ailem çok tehlikeli bir duruma girecek. Daha önceki akşam çok sayıda kadın polis arkadaşımın öldürüldüğünü öğrendim” şeklinde konuştu.
Taliban’ın acımasızlığından da bahseden baba; “Taliban müslümanım der ama müslümanlık ile alakası yok ve hiç acımadan zulmeder ve katleder” dedi.