Tıbbi ismi ile alopesi areta olarak da bilinen saçkıran ya da kaşlarda, kirpiklerde ya da sakal gibi alanlardan daha kısa sür içerisinde bölgesel olarak bir anda dökülme olayına verilen hastalık ismidir. Kafa derilerinde meydana geldiği anlarda yuvarlak ya da oval olarak dışarıdan dahi çok rahat bir şekilde belli olan saçsız alanlar ile kendisini belli eder.
Bir süre boyunca saçsız olan alanlarda her ne kadar tekrar saçlar çıkmaya başlasa bile yeni lezyonlar oluşarak meydana gelir. Ağırlıklı olarak genç kesimlerde meydana gelir. Hastalıktan günümüzde her 100 kişiden 70 ila 80 kişide gözlenen bir durum olurken bu durum genel olarak 40 yaşın altında kendisini belli ediyor. Kadınlara oran ile erkeklerde daha çok meydana gelen sağlık sorunlarından bir tanesidir.
Saçkıran neden olur?
Saçkıran neden olur sorusu karşısında şu an günümüzde tıp ve teknoloji ne kadar gelişim gösteriyor olsa bile yine de net nedenleri yoktur. Fakat genel bir inceleme yapılacak olduğu zaman otoimmün nedenlerden ötürü oluştuğu gözlenebilir.
Sonuç olarak bakılacak olduğu zaman da bağışıklık sistemlerinde kişilerin kendi hücrelerine saldırdığı bilinir. Saçkıran bağışıklık hücreleri genel olarak saç köklerine doğru bir saldırı gerçekleştirerek saçların uzamasının durmasına ve ardından dökülmelerine neden olur.
Saçkıran için yapılan araştırmalara bakılacak olduğu zaman genetik olan faktörler ile ilişkili olduğu da gözleniyor. Saçkıran meydana gelen kişilerin çocuklarında da bu sorunların meydana gelme ihtimalleri yükseltir. Riskli popülasyon üzerinde yaklaşık olarak ortalamayla 3 ila 6 kat daha riskli oldukları bilinir. Bazı hastalıklar saçkıran ile beraber gözlenebilir. Bu genetik faktörlerin etkisi ile beraber meydana gelmektedir. Bu hastalıkların neler olduğuna bakılacak olduğu zaman;
- Sedef hastalığı
- Egzama
- Kronik iltihabı olan tiroid hastalıkları
- Saman nezleleri
- Addison hastalığı
- Lupus
- Vitiligo
- Atopik alerjik astım olarak saymak da yeterli olacaktır.
Saçkıran risk faktörleri
Saçkıran risk faktörleri incelenecek olduğu zaman bu noktada birçok etken ön plana çıkacaktır. Bunlar;
- Hastalık gözlenme oranı genel olarak 40 yaş ve altı
- Kadınlara oran ile erkeklerin daha fazla eğilimli olması
- Genetik olarak meydana gelen yatkınlık
- Otoimmün hastalıklar
- Down sendromu sayılabilir.
Saçkıran belirtileri nelerdir?
Saçkıran belirtileri nelerdir diye inceleme yapılacak olduğu zaman bunların genel olarak karakteristik olarak meydana geldiğini bilmek gerekir. Saçlı olan derilerin bir ya da birden daha fazla alanında ova ya da yuvarlak olarak tüysüz bölgelerin oluşumları ile kendisini belli eder. Bu durumlarda etkilenen bölgelerdeki cildin hastalıklı olduğunu bilmek gerekir. Ciltlerde iltihap gibi durumlar söz konusu olmayacaktır.
Saçlarda oluşan dökülmeler genel olarak kafa derilerinde başlar. Fakat birkaç zaman sonra bu durum kaş, kirpik, koltuk altı, sakal, kasık tüyleri ya da sakal gibi de meydana gelebilir. Bu durumdan etkilenen bölgeler değişiklik gösterebilir ve tırnak yapılarında da değişimleri beraberinde getirir. Klinik görünümleri kişisel olarak meydana gelirken değişiklik gösterir ve kişiler arası gösterdiği farklılıklar ile ön plana çıkar.
Hastalığın gidişatı hakkında net bir şey söylemek mümkün değildir. Bazen kronik olarak kendisini tekrarlayan bir yapıya girebilir. Hastalıkların kendi kendisine iyileşme, stabilizasyon ya da gidişat konusunda kötüleşme gibi durumlar meydana gelmesi de söz konusu olabilir. Kel olan bölgelerde saçlar tekrar çıkmaya başladığı zaman da ilk olarak pigmentsiz olarak yani beyaz olarak meydana gelir.
Saçkıran tedavisi
Saçkıran tedavisi şu an cilt hastalıkları uzmanları tarafından yapılıyor. Tedavi sırasında asıl amacın hastalıkların gidişatlarının durmasını sağlamak ve belirtilerin şiddetini bir nebze de olsa azaltmaktır. Hafif derecede meydana gelen ya da erken teşhis gibi durumlarda vakaların bazılarında en ufak gerek kalmadan saçlar bir anda kendiliğinden çıkmaya başlayabilir. Fakat daha ileri aşamalara gitmesi ya da belirtilerin ciddi oranda artması karşısında tedavi sırasında steroid yapıda olan ilaçlar tercih edilir. İlk olarak krem olarak uygulanmasının ardından eğer istenen sonuçlar alınamazsa ilerleyen aşamalarında enjeksiyon olarak tercih edilir.
Bu sağlık sorunu ne kadar erken bir şekilde teşhis edilirse aslında alınabilecek sonuçlar da ona göre daha hızlı olacaktır.