Agresif tümör çeşitleri arasında bulunan malign mezotelyoma akciğeri çevreleyen zarda meydana gelmektedir. Genellikle asbeste (taş pamuğu, kaya lifi) yoğun olarak maruz kalan bireylerde kendini gösteren bu rahatsızlık ülkemizde senede 500, tüm dünyadaysa totalde 30 bin insanda ortaya çıkabilmektedir. Çoğunlukla Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde karşılaşılan bu rahatsızlık asbestin bilinçsiz kullanımından kaynaklı meydana gelmektedir.
Köy alanlarında bazı vakitlerde badanada bazı vakitlerde de bebeklerde pudra işlevi görmesi maksadıyla tercih edilen asbest solunum yollarında hasara sebebiyet vermekte ve sonraki aşamalarda mezotelyoma rahatsızlığına neden olmaktadır. Asbestin dışında ender olarak radyasyona uğrayan, izolasyon ve fren balatası üretimi yapan veya tersanede çalışan insanlarda da akciğer zarı kanserine rastlanabilmektedir.
Malign Mezotelyoma Nasıl Tedavi Edilir?
Malign Mezotelyoma tedaviyi reddederek işi zorlaştıran rahatsızlıklardandır. Çoğunlukla 50 ila 60 yaş civarlarında meydana gelen bu rahatsızlığın ne zaman teşhis edildiği de tedaviyi etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. “Mezotelyoma tedavisi var mı?” sorusu bu rahatsızlık başına gelenlerin cevabını merak ettiği ilk sorudur. Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi üçlüsü malign mezotelyoma tedavisi olarak kullanılan tedavi yöntemleridir.
Rahatsızlık 1. ve 2. evrede teşhis edildiği takdirde açık ya da kapalı ameliyatla tedavi gerçekleştirilebilmektedir. Akciğer zarının soyulmasının dışında yalnızca tümörün bulunduğu kısım da cerrahi müdahaleyle beraber alınabilmektedir. Bu da akciğer zarı kanserinden kurtulma yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hasta 3. veya 4. evrede bir mezotelyoma hastasıysa cerrahi müdahale değil de kemoterapi veya radyoterapi kullanılabilmektedir. Bu terapiler hastanın ne durumda olduğuna göre cerrahi müdahalelerin ardından da verilebilmektedir. Ancak kemoterapi ve radyoterapi diğer kanser çeşitlerine oranla akciğer zarı kanserinde bazen başarılı sonuç almayı daha fazla etkilemektedir. Tümörlü kısmın öteki hayati organlara yakın olması veya kanserin geniş alana yayılması verilecek ışında azalmayı sağlamaktadır. Bu nedenle de ışın tedavisi gören hastaların özenle takibinin yapılması gerekmektedir.
Bu yöntemlerin dışında bazı hastalaraysa yalnızca sıvı boşaltma işlemi gerçekleştirilmektedir. Göğüs tüpüyle akciğerdeki sıvıyı boşaltmak hastanın soluk alma problemlerini iyileştirerek hayat standardını daha yukarı seviyelere çıkarmak maksadıyla yapılmaktadır.
Malign Mezotelyoma Belirtileri Nelerdir?
Akciğer zarı kanseri olarak da bilinen malign mezotelyoma belirtileri arasında en çok rastlanılan şikâyet soluk darlığıyla beraber göğüs ağrısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Göğüs boşluğunda sıvı toplanmasıyla başlayan bu rahatsızlık ilerledikçe hastanın şikâyetleri de ağırlaşmaktadır. Eğer ki rahatsızlık akciğer zarı haricinde bedenin farklı kısımlarına da yayılmışsa mezotelyoma belirtileri arasında yüz ve boyunda şişlik, yutkunma zorluğu, ağızdan kan gelmesi, yoğun öksürük, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı da görülebilmektedir. Bu belirtilere gösteren bireyin geç olmadan uzman hekimler tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.
Hastanın şikâyetlerine paralel olarak gereken tahliller, akciğer grafitisi veya tomografi yapılır ve hastanın değerlerine bakılır. Akciğer hastalıklarında bazı rahatsızlıklar da aynı belirtileri gösterebileceğinden biyopsi de tanı yöntemi arasında bulunmaktadır. Akciğere dolan sıvıdan bir örnek alınabileceği gibi bir sonraki evre olan akciğer zarı biyopsisi ile kesin teşhis koymak da mümkündür.
Malign Mezotelyoma Evreleri
1. Evre: Bu aşamada tümör sadece akciğer zarıyla kısıtlıdır.
2. Evre: Tümör göğüs duvarı, kalp, yemek borusu ve mediastene yayılmıştır.
3. Evre: Tümör diyaframı aşmış ve karın zarına yayılmıştır. Toraksın yanı sıra lenf bezlerine de tutulmuştur.
4. Evre: Tümör artık diğer tüm organlara da yayılmıştır.
Akciğer zarı kanseri olarak da bilinen malign mezotelyoma belirtilerinden biri bile görüldüğünde hemen uzman bir hekime başvurulmalı ve gerekli muayeneden sonra lüzum görülürse anında tedaviye başlanmalıdır.