Eğer ilgi alanlarınız içerisinde edebiyat varsa büyük ihtimalle farklı yazı tekniklerini de merak ediyorsunuz. Bilinç akışı tekniği de modern edebiyat dönemin sıklıkla kullanılan bir teknik olarak pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Bu teknik genelde yazarların sunmak istediği fikirleri daha samimi bir yolla tasvir etmesini sağlar. Bilinç akışı tekniğinde standart yazı tekniklerindeki gibi sözlü diyaloglar ya da fiziksel betimlemeler sebebiyle ortaya çıkan kısıtlamalar yoktur. Bu nedenle de hem yazarlar hem de okurlar arasında oldukça çok ilgi görmektedir.
Siz de kitap okumayı seviyor ve yeni tekniklerle tanışmak istiyorsanız bilinç akışını kullanan yazarların eserlerine mutlaka şans vermelisiniz. Bu teknik ilk olarak 19. Yüzyızlın sonlarında ve 20. Yüzyılın başlarında Dorothy Richardson, Marcel Proust, James Joyce ve Virginia Woolf gibi ünlü yazarlar tarafından kullanılmaya başladı. O zamanlarda bu yazarların çoğu psikoloji ve “psikolojik roman” konsepti ile yakından ilgileniyordu. Bilinç akışı tekniği de bu sayede gelişmiş oldu. Günümüzde modern edebiyatta da sıklıkla kullanılmaktadır.
Bilinç Akışı Tekniği Nedir
Bilinç akışı tekniği ile yazılmış bir eseri okuyan okur, karakterin başına gelenleri ve aklından geçen düşünceleri daha kolay algılar. Basitçe tanımlamak gerekirse bilinç akışı; kitapta yer alan karakterin iç sesinin kağıda aktarılmasıdır. Bu teknik ile karakterin düşünce akışı kuralsız bir şekilde kaleme alınır. Söz dizimi ve gramer kuralları görmezden gelindiği için genelde karmaşık ve uzun cümleler yer alır. Bilinç akışı tekniği rüya, halüsinasyon, hayal ya da sanrı gibi olayların tasvirini etkileyici hale getirir. Okuyucular, bilinç akışı yoluyla yazılan eserleri okurken karakterlerin aklından geçenleri de gerçek zamanlı olarak takip etmiş olurlar. Bu sayede sadece karakterin ne yaptığını değil, aynı zamanda neden yaptığını da çok daha etkili bir şekilde anlarlar.
Hangi Yazarlar Bilinç Akışı Tekniğini Kullanıyor?
20. yüzyıldan günümüze kadar pek çok yazar eserlerinde bilinç akışı tekniğini kullanmıştır. Hem yabancı eserlerde hem de yerli eserlerde sıklıkla bu tekniğe rastlanılır. Ancak bazı yazarlar bu tekniği diğerlerinden çok daha başarılı şekilde kullanır. Bu nedenle sizler için birkaç örnek derledik.
James Joyce, Ulysses (1922): Bu eser İrlanda’da yaşayan Leopold Bloom’un hayatındaki tek bir günü anlatıyor. Virginia Woolf, Mrs.Dalloway (1925): Kitap Londra’da yaşanan tek bir günü anlatıyor. Yazar birkaç karakterin düşüncelerini, deneyimlerini ve anılarını okurlarına sunuyor.
Orhan Pamuk, Sessiz Ev (1983): Eserde babannelerini ziyaret etmek için Cennethisar yerleşkesine giden ve orada bir hafta geçiren üç kardeşin hikayesi anlatılır.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar (1972): Atay bu eserinde burjuva kesimin yaşantısı ve değerli gördükleri şeyler ile zekice yazılmış anlatımını kullanarak alay etmiştir.
Okurları kolayca etkileyen bu yazı tekniğini keşfetmek istiyorsanız bu kitaplar sizin için doğru tercih olacaktır.