Myastenia gravis bedendeki iskelet kaslarının farklı dereceler ile zayıflamalarına neden olan hastalıklardır. Kas hastalığı olarak bilinen Myastenia gravis otoimmün yapıda sinir ve kas sistemine dayalı kronik rahatsızlıklardan bir tanesidir.
Bedenin normal zamanlarda yabancı maddeler ile savaşmalarının gerektiği anlarda antikor ismi verilen savunma tanecikleri ile sinirsel olarak oluşan uyarıların iletilmesi noktasından sorumlu olan asetilkolinin algılayıcılarına zarar vermesine neden olur. Söz konusu olan reseptörlerin yok olması ile bedendeki sinirler ile kas hücreleri arasındaki normal iletişimin olmasına engel olurken, kas güçsüzlüklerinin meydana gelmesine neden olur.
Myastenia gravis genel olarak doğuştan meydana gelebilen bir sorun olduğu düşünülse bile öyle değildir ya da bulaşıcı etkileri yoktur. Gebe olan kadınlarda her ne kadar bebeklere geçen antikorlar yer alsa bile yeni doğan dönemlerinde bir takım semptomlar oluştursa bile sadece geçici bir durum olarak gözlenir.
Bebeklerde de Myastenia gravis durumları gözlenecek diye bir şey yoktur. Myastenia gravis ilerleyen dönemler içerisinde kaslarda meydana gelecek güçsüzlükleri de beraberinde getirir. Semptomlar dinlenme dönemlerinde azalmaya neden olur. Hastalıktan ötürü bedenlerde en fazla etkilenmesi söz konusu olan organlar ile fonksiyonlara bakılacak olduğu zaman da;
- Gözler
- Göz kapakları
- Yüzdeki ifadeler
- Konuşma yetisi
- Yutmada güçlük
- Çiğneme yetilerinde azalma
- Boyundan bacak hareketlerine ve nefes alan kaslardaki etkilenmeler olarak bilinir.
Myastenia gravis belirtileri
Myastenia gravis belirtileri illa yavaş yavaş olacak diye bir şey yoktur. Bir anda da meydana gelebilir. Genel olarak dinlenme ve iyileşme dönemlerinde kas güçsüzlük oranlarının gün içerisinde artma ve azalması olarak bilinir.
Fakat geniş bir zaman dilimi ele alınacak olduğu zaman da ilerlemeye eğilimli olmasından dolayı kontrol altında tutmak gerekir. Hastalıkların başlangıçlarından sonraki birkaç yıllık süreç içerisinde daha ağır seviyeleri gelmesi söz konusu olabilir.
Myastenia gravis kontrol edilse bile kaslardan bir tanesinde etki bırakabilecek olduğu gibi bazı kas gruplarında da etki bırakması söz konusu olabilir. Özellik ile göz ve göz kapakları olduğu dikkatleri çeker. Genel belirtilere bakılacak olduğu zaman da;
- Göz kapaklarının zayıflaması
- Göz kaslarında kısa sürede oluşan zayıflığı
- Yutma konusunda meydana gelen güçlüğü
- Konuşma yetileri sırasında oluşan bozukluğu
- Pitoz
- Diplopi
- Yürüme konusunda bir anda zorlanma
- Yüz ifadelerine oluşan değişiklik
- Nefes darlığı
- Dizartri (bozuk konuşma)
- Kol, bacak, boyun ve ekstremitelerde bir anda oluşan zayıflık
- Kas zayıflığı derecesi olarak da gözlenir.
Myastenia gravis tedavi yöntemleri
Myastenia gravis tedavi yöntemleri kişiler arasında meydana gelme durumlarına göre değişebilir. Bazı kişilerde hafif derecede meydana gelebilecek olduğu gibi bazı kişilerde ağır semptomlar ile ön plana çıkar. Eğer kişilerde gözlenen kas güçlükleri belirli ve birkaç alan ile sınırlı olunursa tanı genel olarak hekime başvurulara başlar. Fakat ne kadar erken tanı koyulursa tedavi sürecinin o kadar olumlu olacağını bilmek gerekir.
Doktorlar bu alanda ne olduğunu tam anlayabilmek için tıbbi geçmişleri gözden geçirdikte sonra nörolojik olarak yer alan muayeneleri yapacaklardır. Özellik ile de göz hareketleri ya da kaslarda meydana gelen zayıflıktan ötürü bu durum ile daha çok ilgilenilecektir. Myastenia gravis tanıları daha kesin bir hal alması için de doktorlar tarafından kan testleri istenir. Bu kan testleri içerisinde genel olarak hastalıklara neden olacak antikorların saptanması ile beraber Myastenia gravis tedavi süreci başlar.
Tedavi noktasında izlenen adımlar;
- Antikolinesteraz yapılı ilaçlar
- İmmünsüpresif ilaçlar
- Plazmaferez
- Timektomi olarak bilinir.
Bu dört tedavi yöntemi kişilerin yaşadıkları sorunların zorluk derecelerine göre değişiklik gösterir. Aslında ne kadar erken tanı koyulursa o kadar kısa sürede istenen sonuçlar alınacaktır. Her hastalığın tedavisi sırasında olduğu gibi Myastenia gravis tedavisi sırasında da süreç çok önemlidir. Çünkü hastalık kısa sürede fark edilmez ve birkaç yıl kadar süreç geçmesi söz konusu olursa hastalık ciddi anlamda ilerleyecektir. Bu gibi durumlarda tedavi süreci her ne kadar söz konusu olsa bile hem sürecin uzamasına hem de hastaların daha çok zorluk çekmesine neden olur.